Sağlığımızı Yaratabilir miyiz – Gülay Üserbay

Sağlığımızı Yaratabilir miyiz? Bu hafta konuk yazar köşemize Sağlıklı Yaşam Danışmanı ve TV sağlık Programcısı Gülay Üserbay konuk oldu.

Gülay Üserbay

Sağlığımızı Yaratabilir miyiz – Gülay Üserbay! Bu hafta konuk yazar köşemize Sağlıklı Yaşam Danışmanı ve TV sağlık Programcısı Gülay Üserbay konuk oldu.

Doğru araçlar kullanıldığında ve uygun çevre koşulları sağlandığında,insan bedeni kendi kendini iyileştirebilme ve yenileyebilme gücüne sahip bir organizmadır.

GEÇMİŞE BİR BAKIŞ

Peki bu noktaya nasıl geldik? Geçen yüzyılda gıda üretimi ve tüketiminde tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir devrim yaşandı ve bu devrim dünyadaki genel beslenme alışkanlığını derinden etkiledi. Sıradan bir insan eskiden yemek yemek ve sağlık arasındaki ilişkiye dair belli belirsiz bir bilgiye sahipti. Birinci dünya savaşı esnasında ‘’Vitamin ‘’olarak adlandırılan maddelerin ne kadar hayati bir önem taşıdığının farkına vardık.vAma bu konuda bilgisizliğimiz Dr.Royal Lee’nin tamamlayıcı maddeleri (yan ürünleri) bulduğu 1920 li yıllara kadar sürdü. Bu keşiflerin yapıldığı günlerden günümüze dek süren yolculukta görüşler defalarca değişti ve tartışıldı. Yüzyıla tekrar göz attığımızda ,beslenme konusundaki ilk endişelerin yiyeceklerin güvenli olup olmadığı konusuna odaklandığını görüyoruz.Aynı dönemde,Tıp kuruluşları beslenme ve sağlık arasındaki bağlantıya işaret ediyorlardı.1968 DE Amerikan KALP DERNEĞİ( American Hearth Association) Amerikalıların aldıkları kalorinin üçte birinin yağ olduğunu ilk kez açıkladı.

Gülay Üserbay
Gülay Üserbay

Şimdi bildiklerimiz;

Reklamlar, bizi bedenin gereksinimi olan besinler konusunda sessiz sedasız yapılan araştırmaları ve bunların önemli sonuçlarını öğrenmekten alıkoymuştu. Vitamin, mineral ve proteinlerin tek başlarına bizi sağlıklı tutmaya yetmediklerini öğrenmiştik.Şimdi ise hayvansal gıdalar,işlenmiş besinle,süt ürünleri ve ‘’zenginleştirilmiş’’ürünlere dayalı bir beslenme düzeniyle kazanılamayan ve insan sağlığı için hayati önem taşıyan altı bileşenin olduğunu biliyoruz.Bu altı önemli bileşen şunlar;

-Enzimler

-Asitten çok alkali içeren PH dengeli kan yapıcılar

-Bedendeki tüm sistemleri,organları ve beyni beslemek için bol oksijenli bir kan

-Sağlıklı bir sindirim ve boşaltım sistemi

-Sağlam bir bağışıklık sistemi

-Güçlü organlar, kaslar ve kemikler, inşa edebilme özelliğine sahip elektrik yüklü dokular ve hücreler.

UZUN YAŞAMIN SIRRI, SAĞLIKLI HÜCRELER

Hücreler neden bedenin işleyişini bozuyor, bedeni dönüştürüyor ve öldürüyor? Çünkü  düzgün beslenmiyorlar. Bu kadar hayati bir soru için bu, çok basite indirgenmiş bir yanıt oldu. Ama gerçek.Uzun yaşam umudumuz, hücrelerimizin sağlığına bağlıdır. Çünkü beden hücreleri kendilerini sürekli yeniliyorlar. Örneğin cilt hücreleri en çok 28 günde, kalp hücreleri 30 günde, akciğer hücreleri 70 günde kendilerini tamamen yenilerler. O halde bu mikroskobik ve kendini durmadan yenileyebilen hücrelerin, yeni bir başlangıç yapabilme yeteneğine inanmak mantıklı.

İlginizi Çekebilir