Spor Yaparken Kasık Ağrısına Dikkat!

Spor sağlıklı ve uzun bir yaşamın vazgeçilmezi hiç kuşkusuz. Ancak bilinçli bir şekilde yapılmadığı takdirde bu kez tam aksine sağlığımıza zarar verebiliyor; örneğin oluşturduğu şiddetli ağrı ve şişlikle yaşam kalitemizi oldukça düşürebilen kasık fıtığına yol açabilmesi gibi!

Spor Yaparken Kasık Ağrısına Dikkat!

Spor Yaparken Kasık Ağrısına Dikkat! Spor sağlıklı ve uzun bir yaşamın vazgeçilmezi hiç kuşkusuz. Ancak bilinçli bir şekilde yapılmadığı takdirde bu kez tam aksine sağlığımıza zarar verebiliyor; örneğin oluşturduğu şiddetli ağrı ve şişlikle yaşam kalitemizi oldukça düşürebilen kasık fıtığına yol açabilmesi gibi!

Kasık fıtığı, kasık kanalı boyunca gelişen yırtık nedeniyle karın içi organların ve karın içi duvarını örten zarın dışarı doğru çıkması olarak tanımlanıyor. Genellikle 30-35 yaşlarında sosyal ve iş hayatı aktif olan kişilerde ortaya çıkıyor. Sağlıklı ve uzun yaşamın vazgeçilmez unsuru olan spor da bilinçli yapılmazsa kasık fıtığına neden olabiliyor. Bu hastalığın en tipik belirtilerini ise genellikle efor sırasında kasık bölgesinde gelişen ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyecek kadar şiddetli olabilen ağrı ile şişlik oluşturuyor. Kasık fıtığı bazı durumlarda henüz şişlik oluşmadan sadece kasık bölgesinde ağrıyla da kendini belli edebiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Melih Paksoy bu nedenle özellikle spor yaparken gelişen kasık ağrısının ihmal edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Erken teşhis çok önemli

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Melih Paksoy kasık fıtığında erken teşhisin büyük önem taşıdığına dikkat çekerek bunun nedenlerini şöyle anlatıyor: “Erken teşhis ve tedavi sayesinde, halk arasında “fıtık boğulması” olarak bilinen ve bağırsağın tümüyle ya da kısmen tıkanması nedeniyle oluşan bağırsak tıkanıklığı gibi ciddi komplikasyonların gelişmesi önlenebiliyor. Erken dönemde tespit edildiğinde hastanın laparoskopik, bir başka deyişle kapalı yöntemle ameliyat edilme şansı olabiliyor iken geç kalındığında fıtık daha büyük boyutlara ulaşabileceği için açık cerrahi müdahale tek tedavi seçeneği olabiliyor.

Spor Yaparken Kasık Ağrısına Dikkat!

Kontrolsüz spor riski artırıyor

Kasık fıtığının oluşumundan birçok etken sorumlu oluyor. Yaşın ilerlemesi, karın içi basıncını artıran hamilelik ve obezite gibi etkenler, kronik öksürük, kollajen bağ dokusu hastalıkları, aniden zorlayıcı bir hareket yapmak ve sigara tüketimi kasık fıtığının oluşmasına neden olabiliyor. Bunların yanı sıra birinci derece akrabasında kasık fıtığı olan kişilerde de risk artıyor. Ayrıca kontrolsüz, aşırı ve ağır spor yapmak da fıtığa eğilimli olan kişilerde kasık fıtığına yol açabiliyor. Bu nedenle spor yaparken kasık fıtığına sebep olabilecek durumlardan korunmak için spor yapmadan önce ısınma hareketlerini ihmal etmemek, sınırların zorlanacağı şekilde ağır ve aşırı spor yapmaktan kaçınmak son derece önemli.

Kasık bölgesindeki ağrıya dikkat!

Kasık fıtığı, kasık bölgesinde ağrı ve şişlikle kendini belli ediyor. Prof. Dr. Melih Paksoy fıtığın büyüklüğünden bağımsız olarak sinirlere baskı yapması sonucunda kasıkta yaygın baskı hissi, lokal keskin ağrı veya yansıyan ağrının geliştiğini belirterek, “Gün boyunca yapılan aktiviteler nedeniyle kasıkta baskı veya ağırlık hissi akşam saatlerinde daha da artıyor. Bu nörojenik ağrı erkeklerde testisler ve bacak iç yüzüne de yayılıyor” diyor. Bunların yanı sıra kabızlığa eğilim ve sık sık idrara çıkma gibi semptomlar da gelişebiliyor. Belirti vermeyen kasık fıtıkları ise genellikle başka bir nedenle gidilen fizik muayene sırasında tesadüfen tespit ediliyor”

Spor Yaparken Kasık Ağrısına Dikkat!

Laparoskopik yöntem avantaj sağlıyor

Kasık fıtığı anatomik bir sorun olduğu için ameliyat yöntemiyle tedavi ediliyor. Ameliyat açık veya laparoskopik olmak üzere 2 şekilde yapılabiliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Melih Paksoy her iki yöntemde de kasık bölgesindeki yırtık oluşmuş alanın yamayla onarıldığını  belirterek sözlerine şöyle devam ediyor:  “Nüks etmiş veya çift taraflı fıtıklarda ya da tek taraflı olup iş ve sosyal hayatına bir an önce dönmek isteyen hastalarda minimal invazif kapalı yöntem olan laparoskopik cerrahi girişim altın standart olarak kabul ediliyor. Laparoskopik yöntem daha estetik bir sonuç, daha sağlam bir onarım, nüks görülme sıklığının daha az olması ve düşük enfeksiyon riski gibi faydalar sağlıyor. Bu yöntemle hasta ertesi gün taburcu oluyor ve sonraki gün iş ile sosyal hayatına dönebiliyor, ağır sportif aktivitelerine de 4 hafta sonra başlayabiliyor.

İlginizi Çekebilir