Yalnız Başıma Bir Savaşçı Olduğum İçin Evlenemedim! Başarılı iş kadını, cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden , Lifetime Türkiye Başkanı Esra Oflaz Güvenkaya ev sahipliğinde kadınları güçlendirmeye yönelik, ilham veren proje #seninmucizen ‘in yedinci bölümü cemiyet hayatının önemli isimlerinden, işkadını Pınar Eczacıbaşı’nın bugüne kadar paylaşmadığı çok özel açıklamaları ile devam etti!
Yalnız Başıma Bir Savaşçı Olduğum İçin Evlenemedim! Kısa sürede ekranların fenomen programı haline gelen #seninmucizen’de bu haftanın konuğu işkadını, Belçika Kraliyetinin Onur Nişanına sahip Pınar Eczacıbaşı, aile ve özel yaşamına dair birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Henüz 1 yaşındayken babasını kaybettiğini söyleyen Eczacıbaşı o yıllara dair travmalarını şu sözlerle anlattı: “Çok güzel olabilecek hayatım maalesef çok büyük bir kayıpla başladı. Babamın vefatı ailemiz için büyük bir trajedidir. Darbeler ülkelerin kaderini, insanların hayatını bir daha geri dönülmeyecek şekilde değiştirebiliyor. Buradaki ateş 60 darbesinden sonra bizim ailemize düştü; kor ateşi. Çok canımızı yaktı. Hala da kalbimin içinde. Babam bir gece sıkı yönetimden sonra 1960 darbesinden sonra gittiği eğlence yerinde Adnan Menderes şerefine bir kadeh kaldırmasıyla başlayan olaylar zinciri hiç olmayacak şekilde trajediye dönüştü. Ben bu kayıpla yıllardır yaşıyorum. Annem çok genç yaşta 2 çocuğuyla, maddi manevi birçok zorluğa karşı mücadele etti, çok zor bir sınavdan geçtik. Ailenin desteği şöyle oldu ,Deniz ablam ve ben belli bir yaşa gelince ki çok gene ufak yaşlardaydık 8’li 9’lu yaşlarda aile büyüğümüz amcam Nejat Eczacıbaşı’nın evinde kaldık. Annemi o yıllarda çok az görebiliyorduk. Yatılı okuyorduk. Anneme karşı büyük bir hasretle büyüdük. Benim hayatım işte böyle büyük bir kayıpla başladı ama bunun sonucunda güçlü ve savaşçı bir insan çıktı. Ben kendi ayaklarımın üzerinde durmaya 17 yaşımdan itibaren başladım, önce eğitimim için İngiltere’ye sonra da Amerika’ya gittim.”
“Hayatımın Her Döneminde Çok Zorluk Çektim”
“Yurtdışında okurken çocuk bakıcılığı yaptım”
“Hiçbir şey bana tepeden inme gelmedi”
Lifetime TV Başkanı Esra Oflaz Güvenkaya’ya ve programın moderatörü Lütfiye Pekcan’a samimi açıklamalarda bulunan Pınar Eczacıbaşı tek başına ayakta durması ile ilgili; “
Aile çok disiplinliydi özellikle Nejat amcam. Devletin öğrenciler için verdiği bir özel kurum vardı, yurt dışında okuyan öğrenciler için. Onun da çok ufak bir miktarı vardı ki onunla geçiniyordum. Kendime şunu soruyordum; Pınar ders aralarında bir şeyler yapabilirsin. Bir iki evde çocuk baktım. Çok hoşuma gitti para kazanmak fikri. İlk ayaklarımın üstünde durduğum andır. Üniversitenin yemekhanesinde bir ara yemek dağıttım ve bütün bunlardan gerçekten haz duydum. İlk işlerim bunlar oldu dolayısıyla çok disiplinli büyüdük. Arabam yoktu üniversitenin son sınıfına kadar otobüsle gider gelirdim. Türk öğrencilerin imkanları benden çok daha yüksekti. Ben hayatımın her döneminde çok zorluklarla büyüdüm geçindim. Zaman içerisinde tabi bir takım başarılar elde ettim bunların keyfini çıkarttım. Hiç biri tepeden inme gelmedi. Bu yüzden genç girişimcilere tavsiyem; pes etmesinler. Bu dünyada yapılacak çok şey var. Bu hayatı en iyi şekilde değerlendirmek lazım. Kimsenin başından benim yaşadığım acı olaylar geçmesin ama bu da hayatın gerçeği. Her şeye rağmen yürümek, yola devam etmek lazım. Yolculuktan zevk alırsan yürüyüş tamamlanır.
“2001 krizini çok kötü yaşadım”
2001 yılındaki krizde yaşadıklarına da değinen Pınar Eczacıbaşı konu ile ilgili, “ Ben o dönemde finans sektörünün içindeydim ve hatırlarsınız korkunç devalüasyon ile karşı karşıya kaldık. Birçok bankamız iflas etmek zorunda kaldı ve bütün bu yaşananlar bankacıları ve bankacılık sektörünü çok yakından etkiledi. Herkes ne yaşadıysa ben de onu yaşadım. Çok zor dönemdi çünkü maaşlarımızı kaybettik” dedi.
“Yalnız başıma bir savaşçı olduğum için evlenemedim”
Yalnız Başıma Bir Savaşçı Olduğum İçin Evlenemedim! Bugüne kadar evlilik kararı almayan Pınar Eczacıbaşı, bunu nedenlerini de şu sözlerle anlattı: “Bütün bu hayat yolculuğunun içinde o kadar yalnız başıma bir savaşcı olmaya çalıştım ki belki de kendi kendime yettim. Hayalimle gerçek de birbirini tutmadı. Babamla ilgili bu kadar büyük bir travma yaşamamın da bunda etkisi var. Çünkü o benim içimde hep büyük bir acı, dayanılması zor bir hadise olarak kaldı. Zamanında karar alamadım. Ama yaşadığım zorluklar daha güçlü bir insan olmayı yöneltti. Ben böyle yarattım kendi mucizemi. Zorluklardan pes etmedim tam tersi onlardan güç aldım bugün de bunun keyfini çıkartıyorum böyle bir mucize oldu. Bambaşka bir yere de gidebilirdi hadise. Şu an genç olsaydım kendime şunları derdim: Daha çabuk karar al, daha spontane kararlar al. Hızlı karar alanlar daha çabuk ilerliyor.”
