Pera Film’de Yeni Yılın İlk Konuğu Kediler!

Pera Müzesi’nin yeni yıl için düzenlediği ilk film programı, bilinen merak uyandırıcı ve gizemli varlıklardan biri olan kedilere odaklanıyor.

Pera Film’de Yeni Yılın İlk Konuğu Kediler!

Pera Film’de Yeni Yılın İlk Konuğu Kediler! Pera Müzesi’nin yeni yıl için düzenlediği ilk film programı, bilinenen merak uyandırıcı ve gizemli varlıklardan biri olan kedilere odaklanıyor. Pera Film’in “Miyav! Dilini Kedi Mi Yuttu?” programı son dönemde beyaz perdede yer alan kedi hikâyelerine ışık tutarken, dünyanın dört bir yanında çeşitli şehir efsanelerine konu edilen bu şaşırtıcı hayvanlara bir selam niteliği taşıyor.

Pera  Film’in, 10 Ocak-04 Şubat 2018 tarihleri arasında sinema severlerle buluşturduğu “Miyav! Dilini Kedi Mi Yuttu? ”film programı, Fransa’dan Türkiye’ye, Japonya’dan Amerika’ya anlatılan kedi hikâyelerine odaklanıyor. Program kapsamında dokuz film gösteriliyor: Hırsız Kedi Paris’te (Jean-Loup Felicioli, Alain Gagnol, 2010), Gelecek (Miranda July, 2011), KediKiralama Servisi (Naoko Ogigami, 2012), TuhafKedicik (Ramon Zürcher, 2013), Kedi(Ceyda Torun, 2010), KedilereAlerjisiVar (Michael Reich, 2016), Tekir (Händl Klaus, 2016), SamurayKedi (Takeshi Watanabe, Yoshitaka Yamaguchi, 2014), Kedi Ninja (Takeshi Watanabe, 2017).

Pera Film’de Yeni Yılın İlk Konuğu Kediler! Pera Film yeni yıla hazır ve tüy yumağı dolu! Pera Film olarak bir yıl önce Kuyruklu Hikâyeler: Sinemanın Köpekleri programında yürek ısıtan köpek hikâyelerini göstermekten büyük keyif almıştık. Yeni yıl için düzenlediğimiz ilk program bu kez de tanıdığımız en merak uyandırıcı ve gizemli varlıklardan birine, yani kedilere içten bir selam niteliğinde. Memnuniyetle söyleyebiliriz ki kedilerle takıntısı olan yalnızca internet alemi değil. Bizler de öyleyiz! Kedilerin Eski Mısır’da ilk kez evcilleştirilmelerinin üzerinden binlerce yıl geçmiş olsa da çekicilikleri giderek artıyor. Dünyanın dört bir yanında çeşitli şehir efsaneleri yüzyıllardır alıp başını gitmekte: Avrupa’nın birkaç farklı bölgesinde, hamile bir kadının bir kediyi tutması ya da onu kucağında oturtması sakıncalı görülüyordu. Portekiz’de bir zamanlar söylendiğine göre bir kedi, çoğunlukla da tüylü bir tanesi, siğil ve et beni ile bebeklerin başına iş açabilirdi, İngiltere’deyse bebeklerin kedi şeklinde bir doğum iziyle ya da kedi yüzlü doğacağı düşünülüyordu. Orta Çağ’da insanlar kedilerin Şeytan’ın özel ulağı olduğuna ve ruhları cehenneme taşıdığına inanıyorlardı. Japonlara göreyse kediler şanslı hayvanlar; maneki-neko (şans kedisi) sahibine iyi şans, genellikle de nakit para, getirdiğine inanılan, sembolik bir tılsım. Bir Budist inancına göreyse kara tüylü kediler altın, açık renk tüylü kedilerse gümüş getirmekte. Hikâyeler böyle sürüp gidiyor! Pera Film’in Dilini Kedi mi Yuttu?programı da son dönemde beyazperdede yer alan, Fransa’dan Türkiye’ye, Japonya’dan Amerika’ya anlatılan kedi hikâyelerine ışık tutuyor. Seçki bu büyülü ve şaşırtıcı hayvanları sevgiyle anıyor. Öyleyse tüylü sinema aşkına!

İlginizi Çekebilir